İSTİNYEDE BALIK TUTMA MACERAMIZ

Bir hafta sonu arkadaşlarla toplanıp balık tutmaya karar verdik. İstinye de oturduğumuz için marinanın içinde ufakta olsa bir kaydığımız var. Arkadaşlarla bir gün önceden haberleşip sabah 7 gibi kayıkla açılarak açıktan balık tutmaya karar verdik ve sabahın 7 sinde kalktık önce İstinye merkezde kahvaltımızı yaptık ve kayığa gitmek için yola koyulduk tabi balık tutacağımız çapari bir gün önceden tüm ihtiyacımız olan olta ve çaparileri almıştık. Neyseki kayığımıza geldik ve kayıkla açılmaya başladık bizimle birlikte neredeyse koyun içindeki tüm balıkçılar da sabahın erken saati olduğu için balık tutmaya gidiyorlardı.

 Çünkü en çok balık sabahları çıkıyordu. Ekim ayı olduğu için genelde istavrit, çinekop ve palamut tutuyorduk ama bugünki hedefimiz çinekop tutmaktı çaparilerimizi ona göre almıştık.
İstinye koyundan çıkmadan marinanın hemen bitiminden güzel balık çıkıyordu. kayığımızı marinanın başlangıç noktasındaki dalga kıran taşına bağladıktan sonra oltalarımızı açtık çaparilerimizi taktık açıkta olduğumuz için çaparileri dibe indirip çekiyorduk uzağa atmamıza gerek kalmıyordu. İlk dibe indirdiğim de dört tane çinekop tuttum.

Üç kişi olduğumuzdan dolayı iki tane olta getirmiştik iki kişi tutuyorduk bir kişide topluyordu. Sabah olduğu için güzel balık tutuyorduk at çek yapıyorduk adeta zaman zaman balık kesildiği oluyordu ama o zevki yaşamaya değer balık tutmanın amacı balık tutmak degil o zevk-i yaşamak gün doğumunu izlemek boğazın eşsiz güzelliğini izlemek gibi bir çok zevkli yanı var sabah balık tutmaya gitmemin saatler ilerledikçe balık azalıyordu. Marinanın dibinde balık azaldığı için bizde İstinye koyunda kayıkla gezerek balık tutmaya karar verdik.

 Kayığımızı çözdükten sonra bir arkadaşımız kürek çekip balıkları topluyordu . İki kişide balık tutuyorduk balık her zaman aynı yerde olmuyor büyük balık kovaladığı için balık sürekli farklı yerlere kaçıyordu. Bizde kayıkla gezerek her yeri yokluyorduk ve öğlen saatleri yaklaştığın da balık neredeyse iyice kesmişti. Karnımızda acıktığı için dönmeye karar verdik.
Dönüp kayığımızı karaya bağladıktan sonra balıkları saymaya başladık 78 adet çinekop bir kaç kiloda istavrit yakalamıştık. bir kısmını Evlerimize götürürken bir kısmını da akşam saatlerin de arkadaşlarımızla birlikte mangal yaparak afiyetle yedik balık taze olduğu için çok lezzetliydi. Balık tutma maceramız da böylece sona erdi.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇIR ÇIR HÜSEYİNİN YERİ MANGAL BAŞI

Resim
Bir hafta sonu mangal yapmaya karar verdik ve 8 arkadaş bir gün önceden yer araştırmaya başladık. Ekim ayın da olduğunuz için soğuk olur düşüncesiyle kapalı bir mekan bakmaya başladık. Tavsiyeler üzerine sarıyer tünelinin hemen çıkışında çır çır restaurant varmış, ismi çır çır Hüseyin’in yeri diye geçiyor. Bir gün sonra mekanı da bulduk düşüncesiyle araştırmalar yaparak herşeyimizi kendimiz getirip orada mangal, tabak, çanak alıp kişi başı servis ücreti ödeyebiliyormuşuz. Bizde gitmeden önce tüm ihtiyacımız olan eti ve diğer malzemeleri alarak iki araba yola çıktık ve Sarıyer’e doğru gitmeye başladık mekana vardığımızda araçlarımızı park etmek için alan bulunduğu için kolayca aracımızı park ettik araç başına 10 tl vale ücreti ödedik. Çır çır Hüseyin’in yerine girdik kapalı ve açık alanı bulunuyordu. Havanın soğuk olmasına rağmen dışarı da oturmaya karar verdik mangalın sıcaklığıyla ısınırız düşüncesiyle oturduğumuz gibi mangal hazır bir şekilde geldi. Kişi başı servisimiz açıldı ih...
Devamı

USKUMRU KÖY GÖLETİ

Resim
Mangal yapmaya karar verdik. Belgrad ormanına gitmek için yola çıktık. Belgrad ormanına gittik çok talep olduğu için çok kalabalıktı. Arabayı bile park edecek yer bulamadık arabayı park edecek yer yoksa oturacak ta yer yoktur diye düşündük. Biz daha sessiz sakin kafa dinleyebileceğimiz bir yer arıyorduk. Zekeriya köye girerek orada sessiz sakin huzur dolu bir ortam arıyorduk orada da bulamamıştık ve geri dönüyorduk. Zekeriya köy bayırını çıkarken yolun sağ tarafında tesadüfen bir yeşillik alan gördük daha nasıl bir yer olduğuna bakmadan böğürtlen ağaçları dikkatimizi çekti harika görünüyorlardı ağaçtan böğürtlen topladık yedik çok lezzetliydi eve de mi toplasak diye düşünmedik değil insanın yedikçe yiyesi geliyor resmen.. Anladık ki huzur dolu bir yer. Sonra gittik nasıl bir yer olduğuna baktık, yemyeşil bir alan önünde de kocaman gölü olan harika sessiz sakin bir mekandı. Tam aradığımız gibi işte budur dedik arabamızı park ettik. Gelmeden önce bütün malzemelerimizi almıştık za...
Devamı

GARİPÇE QARİP RESTOURANT

Resim
Her gün yoğun tempoda çalıştığımız ve haftada bir vgün izinli olduğumuz için pazar günlerini hepimiz değerlendiriyoruz. Bu hafta sonu da kahvaltıya gidelim dedik. İstanbul’da kahvaltıya gidebileceğimiz bir çok cafe ve restoran var. Bizim istediğimiz sessiz sakin bir yer olsun ve köy kahvaltısı olsun dedik ve Garipçe köyüne gitmeye karar verdik. Araba olduğu için gitmek daha kolay tabi. İstinye’de oturuyorum trafik olmadan 40-50 dakikada gidiliyor. Başka türlü geldiğinizde daha uzun sürede tabi.  Garipçe’ye gelince sanki İstanbul’dan çıkmış köyünüze gelmiş gibi oluyor adı üstünde ‘Garipçe Köyü’ zaten. Kahvaltı yapmadan sokağa girdiğinizde bir tane kahve var kahvede oturan amcalar abiler keyif yapıyor 🙂 onun hemen yanında organik şeyler satan bir tane teyze var. Teyze belli ki herşeyi kendi hazırlıyor belki hayvanları bile vardır. Organik şeyler çok kalmadığı için çok tercih eden vardır. Herkes birbirinden bağımsız ama bir o kadar da birbirine bağlı. Etrafa göz gezdirdikten...
Devamı